Mutlu Olmanın Yolları !


1. Kusursuz olmaya çalışma. Unutma ki dünyada hiçbir şey mükemmel ve kusursuz değil.
2. Sevgi kapasiteni geliştir. Tabii önce insanları sevmen gerekiyor. İşe kendini başkalarının yerine koyup onların sıkıntılarına ortak olarak başlayabilirsin.
3. İyilik yap, denize at. Yaptığın iyilik karşısında takdir edilmeyi isteyebilirsin ama inan yaptığın iyiliği kendine sakladığında daha çok mutlu olacağından emin ol!
4. Bırak ilgiyi başkaları toplasın! Sürekli ilgi çekmek isteriz fakat ilgiyi yanımızdakinin toplamasına izin verdiğimizde o kişi sizin yanınızda çok mutlu olacak.
5. Anı yaşamayı öğren! Geçmişteki sorunlarının veya geleceğe yönelik endişelerinin şu anki yaşamını etkilemesine izin vermemelisin.
6. Öğrenmeye açık ol. Senin dışında herkesin çok bilgili olduğunu düşün.Yaşamında bulunan her şeyin sana öğretecek bir çok şeyi olduğunu unutma!
7. Sabır geliştirme egzersizleri yap! Eğer sabırlı olmazsan, sıkıcı gelebilir.
8. Elini uzat! Kırıldığın ya da küstüğün zamanlarda ilk adımı hep karşıdan mı beklersin? Unutma ki, haklı olmak mutlu olmaktan önemli değildir.
9. Gerçekleri kabul et.Şikayet etmek ve kendini ve çevrendekileri üzmek yerine gerçekleri olduğu gibi kabul etmeyi dene.
10. Yazmayı unutma!günlük tutuyorsan ne ala! Ama tutmuyorsan haftada bir kere olsun kalemi kağıdı eline alarak ya da bilgisayar başına geçerek birisine mektup yazabilirsin.
11. Bırak biraz canın sıkılsın! Sürekli bir yerlere koşuşturmaktan yorulan bedenimizin yanı sıra beynimizin de biraz tembelliğe ihtiyacı var.
12. Zihninde özel bir bölüm aç.Yapman gereken tek şey sorunları, farklı seçenekleri ve farklı çözümleri beyinin bu kısmına yüklemek ve gerisini ona bırakmak.

13. Kendine ‘sessiz zaman’ ayır. Mutlaka seninde herkesten ve her şeyden uzak kalmak istediğin anlar oluyordur. Bu zamanlar kendi sesini duymanı sağlayacak ve içini huzurla kaplayacak.

14. Önce karşındakini anlamaya çalış. Eğer çevrendekilerle doğru iletişim kurmak istiyorsan, önce karşındakileri anlamaya çalışmalısın.
15. Alçakgönüllü olamaya çalış. Kendini başkalarına kanıtlamak için ne kadar az çaba harcarsan içindeki huzur o kadar artar.
16. Eleştirileri kabul et.! Ufak bir eleştiride bile saldırıya geçmek yerine eleştirileri kabul etmeyi denersen, kendini daha iyi hissedebilirsin.
17. Gevşe. Rahatlamış insanlar çok başarılı olurlar, çünkü böyle bir durumdan sonra yaratıcılıkları da artar.
18. Parçalara bölünme. Aynı anda kaç iş yapabilirsin? Tek bir işe odaklanmaya ne dersin?
19. Planlarında esnek ol! Planların gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına düşmek yerine planlarında değişiklikler yapmayı denersen daha huzurlu olabilirsin.
20. Mutlu olmaya çalış. Ne zaman mutlu olacaksın? Okulun bittiğinde mi? İşe girdiğinde mi? Mutluluğu bekleme ve erteleme.

Dunning-Kruger Etkisi


New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır “cahil cesareti” dediği şeydir aslında.

Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında yayımlanan teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” der.

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme zaafı

İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. Cornell Üniversitesi’nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden “testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini” istediler.

En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.

En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70’ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü. (Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.)

İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, “kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğine” bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu “yetersizlik + haddini bilmeme” kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.

İŞTE KONUNUN CAN ALICI NAKTOSI VE HAYRETLE NELER OLUYOR DİYE ETRAFIMIZA BAKINIYORUZ YA AĞZIMIZI AÇIK, İŞTE OLANIN ÖZETİ AŞAĞIDA

İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir “hak” olarak görecektir. “Uyanıklık” bilecektir.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile suçlanacaklardır. Üstleri de zaten, genelde “aynı yoldan geçmiş” insanlardır.
Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, “kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek” adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu’nun Peter Prensibi’nin (*) yatağını yaptığı da ortaya çıkar.
Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?

1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına girer.
2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.
3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.
4- “Beşer şaşar” diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.
5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.
6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.
7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.
8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.
9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.
10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına..